20 Şubat 2013 Çarşamba

Bol...

Gün gelir, kapı çalar.
Ellerinde torbalar, içerisinde içinizi ısıtacak tüm dileklerin gerçekleşmiş.
Kalbin hafifler. Beni düşünmüş dersin. O, unuttuğunu düşündüğün kişi halbuki seni mutlu etmek için ruhunun güzelliğini sermiştir önüne.
Sıcak mutfak muhabbetleri. Kahvaltılar, kalabalık yenilen akşam yemekleri. Leziz kokular sarar tüm dünyanı. Mutluluğun, huzurun tarifleri belirir gözlerinde.
İnanmışsındır bir kere. Olucağına varır dediğin her şey kapını çalmıştır. Çünkü bilirsin, sana kıymet veren, değer veren insanlar vardır. Kimi zaman kendinden çok düşünenler vardır, seni.
Şaşırırsın.
Nasıl olur da, beni benden çok düşünen, beni benden çok benimsemiş olanlar var olabilir diye.
İnanmışsındır.
Güleryüzle girersin yatağının içine. Huzur kaplamıştır iç güzelliğini.

...tabii böyle şeyler sadece filmlerde olur.

Gerçek dünyaya HOŞGELDİN.

Bundan sonrası sadece ama sadece seni ilgilendirir. Kendin kazanmak, kendin başarmak zorundasındır. Kimse, senin için nefes almak istemez. O torbalar eve, senin için gelmez. Pişirilen yemekler senin lezzetleri yakalayabilmen için değildir.
Kimse, senin temiz hava solumanı dilemez. Kimsenin umurunda değildir ki senin huzurun, mutluluğun. Sen, olması gerekenle berabersindir, kendinle. Mücadelen, kendinledir. İç güzelliğin, seni sen yapan en büyük değerdir.
Susmak kimi zaman, kimi zaman avazın çıktığı kadar bağırmak seni sen yapmaz. Dinleyenler sağır olduğu sürece kimse sesini duyamaz. Yalnızlığın kendine, çığlıkların kendinedir.

...şans.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder